İtirazın İptali Davası: İcra Takibinde Protokol ve Hukuki Yarar

İtirazın İptali Davası: İcra Takibinde Protokol ve Hukuki Yarar

Türk hukukunda alacak ve borç ilişkilerinin çözümlenmesi sıklıkla mahkemelerde tartışma konusu olur. Bu çekişmelerin bir örneği de alacak tahsilinde yaşanır ve bu süreçler bazen karşılıklı anlaşmalarla sonuçlanır. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nin 22. Hukuk Dairesi’nin bir kararı, bu tür bir durumu ele alıyor ve önemli hukuki prensipleri ortaya koyuyor.

Dava, satım sözleşmesini konu alan faturalardan kaynaklanan alacağın tahsili talebiyle başlatılan takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Ancak, dava dosyasında dikkate değer bir unsur var: taraflar arasında yapılan protokol. İcra takibinin devam ettiği süreçte, taraflar arasında ayrı bir protokol düzenlenmiş ve bu protokol gereğince icra müdürlüğü dosyasına değil, haricen davalı hesabına ödemeler yapılmıştır. Ancak, ödemelerin protokolde kararlaştırılan miktarlarda ve tarihlerde yapılıp yapılmadığı hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmaktadır.

İtirazın iptali davası sonucu devam eden icra dosyası kapsamında taraflar arasında ayrı bir protokol düzenlenmiş olup, bu protokol gereğince icra müdürlüğü dosyasına değil, haricen davalı hesabına ödemeler yapılmıştır. Ödemelerin protokolde kararlaştırılan miktarlarda ve tarihlerde yapılıp yapılmadığı hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmaktadır. Bu durumda, İcra ve İflas Kanunu’nun 361. maddesinin değil, protokol hükümlerinin tartışılması gerektiği anlaşılmıştır.

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nin 22. Hukuk Dairesi, yapılan inceleme sonucunda davacı vekilinin istinaf başvurusunu kabul etmiş ve yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar vermiştir. Mahkeme, dava dosyasının kapsamı ile mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde; mahkemenin hüküm kurmasını sağlayacak olan tüm esaslı delillerin toplanmamış, mahkemece değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerden ötürü kabulüne karar vermiştir.

Bu karar, Türk hukuk sisteminin alacak ve borç ilişkilerinde nasıl işlediğine dair önemli bir örnektir. İcra takiplerinde taraflar arasında yapılan protokollerin hukuki değerini ve uygulanabilirliğini belirlemek açısından da dikkate alınması gereken bir karardır.

Bu yazı, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nin verdiği karara dayanarak, Türk hukuk sistemindeki önemli bir hukuki prensibi ele almaktadır. İcra takiplerinde taraflar arasında yapılan protokollerin nasıl işlediği ve bu protokollerin hukuki değerinin neler olduğu gibi konuları ele alarak, okuyucuların anlayışını artırmayı amaçlamaktadır.